
Dr. Hüseyin Şahin-Psikolog/Eğitimci Yazar
“Krizler genellikle sinyallerini önceden verirler”
Genel olarak bugün karşı karşıya kaldığımız bu zorluk günlerinde herhangi birimizde;“kendimizi güvende hissetmeme, kendimizi değersiz hissetme, kendimize ve sevdiklerimize yönelik olarak duyduğumuz çeşitli endişe ve kaygılar, aşırı umursamazlık hali; öfke, gerginlik, sinirlilik, huzursuzluk; her şeyin kontrolden çıktığını düşünme, artık dünyayı anlamsız ve yaşamaya değmez görme, ne olup bittiğini anlayamama, kötü şeylerin olacağını düşünme, dikkatin çabuk dağılması, aklımızın karışması, karar vermede güçlük yaşama, uyku düzensizliği, içe kapanma, yorgunluk, ilişkilerde çatışmaların artması , etkinlik ve aktivitelerden zevk alamama, içimize kapanma, beslenme düzenimizde bozulma ve kendimizi çaresiz hissetme gibi” bazı ortak denilebilecek korku, kaygı ve stres tepkileri görülebilir.
Üzerimize düşen aşağıdaki sorumlulukları ve bilimsel temelli tedbirlerin gereklerini yerine getirme hususunda şahsen ve aile üyelerimiz ile birlikte kararlılık gösterdiğimiz taktir de çok yakın bir gelecekte hep birlikte hayatlarımız normalleşecektir:
*Güvenilir kaynaklardan haber alalım.
*Sosyal izolasyon kuralına mutlaka uyalım
*Yaşamımızın, sağlığımızın ve duygularımızın kontrolünün kendi elimizde olduğunu bilelim.
Kısaca bu salgın döneminde kontrol elimizde olmalı. Bunun için; sağlıklı bir yaşam için ev yaşamımızda uygulayacağınız kurallarımızı ailemizle birlikte ortak bir kararla belirlemeli, ev yaşamımızı planlamalıyız (yatış-kalkış, kahvaltı-yemek ,alışveriş günü-saati)
*Yapabileceğimiz etkinlikleri ailecek kararlaştıralım (yemek, spor-fiziksel egzersiz, kitap ve Kur’an- okumak, uygun film-belgesel vs. izlemek, münazara, oyun oynama, geçmişte yaptıklarımız üzerine sohbet, geleceğe dair planlarımızı tartışma, oynama, dua etme gibi)
*Hobiler edinelim, bugünlerde evimizde özel olarak uğraşacağınız bir konu belirleyin ona yoğunlaşalım, yeni hobiler edinelim.
>Psikolojik sağlığımızı koruyalım, psikolojik dayanıklılığımızı koruyalım ve arttıralım.
Panik olmak değil, hazır olmak esastır. Üzgün, endişeli, kaygılı, öfkeli, kızgın ve stresli olabiliriz. Dünyanın hemen her yerinde yüz milyonlarca insan da benzer duyguları yaşamaktadır. Bu duyguları yaşamamız gayet normaldir, önemli olan çözümün panik olmakla değil, hazır olmakla mümkün olabileceğini biliyor olmamız ve duygularımızı kontrol edebilmemizdir. Zaten yetkililer, sağlık çalışanları vebilim insanları bizler için canla başla çalışmaktadırlar. Bu nedenle asla yalnız ve de çaresiz değiliz.
>Kontrolümüzü kaybetmemize, moralimizin bozulmasınaneden olabilecek, endişemizi ve korkumuzu artıracak düşüncelerden, uğraşlardan, programlardan ve kitle iletişim araçlarından uzak duralım.
>Uzaktan eğitim imkanlarını değerlendirelim.
Corona virüsün muhtemel psikolojik etkilerinden uzak kalmanın bir yolu da kendimizin ve çocuklarımızın odaklandıkları şeyleri değiştirmektir. Gerek kendimizin, gerekse çocuklarımızın sürekli olarak salgın hastalığı düşünmekten uzaklaşarak, uzaktan eğitim ve kişisel gelişim olanaklarını değerlendirmemiz oldukça uygun olacaktır.
Yeni eğitim ortamlarını ve olanaklarını deneyimleyerek,eğitimin sadece yüz yüze şekilde ve okul ortamlarında yapılmadığının farkına varmalıyız. Online ülke ve şehir gezileri, online kütüphane, müze , sergi , konser etkinlikleri, online erişime açılan dergileri ve kitapları okumak, online kurslar ile yeni beceriler kazanmak, kişisel gelişimimizi sağlamak ve 21. Yüz yılın yeni ve etkili öğrenme stillerini deneyimlemek , başka insanların faydalanacakları yararlı içerikler oluşturmak ve paylaşmak gibi bir çok faydalı şey yapabiliriz.
>Sosyal iletişim kuralım, sorumluluk üstlenelim, dayanışma içinde olalım, değerlere odaklanalım.
Bu süreçte sosyal iletişim ve sağlıklı bir bilgi akışı çok önemlidir. Dijital görüntülü görüşmeler , telefonla iletişim kurmak, komşularımızla camdan cama konuşmak, erişimi kısıtlı olan engelliler, kimsesiz, yalnız ve yardım ihtiyacı olanlarla tedbirli olarak iletişim kurmak, ihtiyaçlarını karşılamaları hususunda yardımcı olmak(örneğin resmi kurumlarla iletişim kurmak, vefa sosyal destek hattı ve grubu ile temas kurmalarını sağlamak ), doğru bilgi akışı için topluma güven vermiş akil insanlar, kanat önderleri, din görevlileri, saygın STK’ların vb.lerinin etkin şekilde görev almalarına yönelik organizasyonlar yapılmasına katkı sağlamak şeklinde toplumsal dayanışmayı güçlendirecek çalışmalara katkı sağlayabiliriz.
Akrabalarımızla iletişim kurabilir, onların hal ve hatırlarını sorabilir, varsa bir sıkıntıları yapabileceğimiz şeyleri yapabilir,onlara karşı duyduğumuz özlemi ifade edebilir ve bir araya gelme planlarımızı konuşabiliriz.
Sosyal dayanışma ağlarına ve örneğin; “Biz Bize Yeteriz Türkiyem” kampanyası gibi organizasyonlara maddi ve /veya zihin gücümüzle destek vererek, hep birlikte hayatla bağımızı güçlendirmeli, paylaşmaya ve bir şeyler üretmeye çalışmalıyız.
Bütün bu sıraladığımız türden bazı önerileri de dikkate alarak sosyal izolasyon gereğince evde kaldığımız zamanlarımızı ailemizle birlikte daha keyifli ve kaliteli geçirmemiz mümkün olabilir.
Böylece yaşama tutkumuz da daha çok artacaktır. Bu zor yaşam günlerimizde sevdiklerimizle, birlikte kendimizi daha da yenilemiş, psikolojik sağlamlığımızı daha da artırmış olmayı başarırsak hep birlikte kocaman bir insanlık ailesi olarak; iyilik, güven, ilke, değer, adalet ve insan odaklı yeni bir ortak yaşamın ve özgür dünyanın yolunu açabiliriz.
Evet, ben sen; biz siz demeden, hep birlikte EKSİK, ZAYIF , ACİZ olduğumuzu fark etmiş ve kendi oluşturduğumuz zindanlardan; bencillik, nefis, biriktirme, arzusu, haz, hız, tüketme, eğlenme, cehalet, kibir, atalet, tembellik, duyarsızlık, fesat, fitne, zulüm, ötekileştirme, aşağılama, dışlama, despotluk vicdansızlık, sapkınlık , hukuksuzluk ve ahlaksızlıktan uzak düşeceğimize biat ederek kendimizi yenilenmiş ve arınmış olarak yaratılış amacımıza uygun olarak yeniden inşa edebiliriz.
Yazarla iletişim: pskhsahin@hotmail.com