
Peki, makul muhafazakarlar gemiyi ne zaman terk edecekler? George W.Bush’un döneminde başkan danışmanlığı yapan David Frum ve Ronald Reagan’ın danışmanlarından Bruce Bartlett bunu yaptılar. Ama ya diğerleri?
Gelir dağılımında en tepedeki yüzde 1’lik kesim İsveç’te azıcık yükseliş gösterdi. Ancak buna bakıp da iki ülkeyi aynı görmek nasıl mümkün olabilir, aklım almıyor.
“Why Nations Fall” adlı kitabın yazarları ekonomistler Daron Acemoğlu ve James Robinson, blog’larında Allan Meltzer’in ‘en tepedeki yüzde 1 her yerde yükselişte, o yüzden de bu politik bazda tartışılacak bir mesele değil’ şeklindeki iddiasına karşı çıkmışlar.
“Eşitsizlik trendleri arasında ülkeden ülkeye belirgin farklılıklar var ve tüm bu değişimlerin global terndlerle açıklanamayacağı gayet bariz.” Meltzer’in Wall Street Journal’daki köşesine verdikleri tepki şöyle devam ediyor: “O yüzden ABD’deki artan eşitsizlikte başka faktörlerin (evet, yerel ve politik faktörler) de rol oynadığı ilk bakışta görülebilir.”
Acemoğlu ve Robinson’ın da dedikleri üzere, Meltzer’de daha pek çok tuhaflık var: Eğitimli kesim içindeki çok çok küçük bir grubun ücretlerinin kat be kat artmasını nasıl olur da genel bir trend olarak eğitimli işgücünün kazancının artmasıyla açıklayabiliriz? Ampirik veriler, Meltzer’in iddia ettiği global trendler açıklamasını desteklemiyor. Ayrıca ‘Dünyanın En Çok Kazananları Veri Tabanı’ndan haberin yoksa, uluslararası gelir dağılımından konuşmaya hakkın da yok. Bu veri tabanı bize İsveç ve Amerika’yı karşılaştırınca ne diyor? Her şey aynı gözüküyor… yoo, hiç de öyle değil. Evet, rakamlar İsveç’teki yüzde 1’in azıcık yükseldiğini göstermekte ancak buna bakıp da iki ülkeyi aynı
Avrupa’nın iki depresyonu
Avrupa’daki sınai
ARKA PLAN: AVRUPA
Küresel dengesizlik
Wall Street Journal köşe yazarı Allan Meltzer’a göre, zengin ve yoksul arasındaki uçurum sadece ABD’de değil,
“En çok kazananlarımız arasında girişimciler, rock yıldızları,
Meltzer’e göre, varlıklılara daha yüksek veriler getirmek daha eşitlikçi toplumlar yaratmayacaktır. “Solcuların hatası, yeniden dağılımın yüzde 99’un veya yüzde 90’ın en çok kazananların sırtından geçinmelerini sağlayacağını düşünmektir” diye yazmış.
“Fakirleri için kalıcı fırsatlar yatırımcıların sağlayacağı daha iyi iş olanaklarıyla gerçekleşir; bunlar da o çok kazananlar tarafından finanse edilir.
“Why Nations Fall” (Ülkeler Neden Çöker) adlı kitabın yazarları ekonomistler Daron Acemoğlu ve James Robinson ise blog’larında Meltzer’in Çin ve Hindistan’dan gelen işgücü ile %1’in “özel yeteneklerine” dair tezine karşı çıktılar. Onlara göre bu, o grubun 1979’da %8 olan gelir yüzdesiinin 2010’da yüzde 17’yi geçmiş olmasını açıklamıyor. Belirttikleri üzere, en çok kazananlar grubunun yüzdesi aslında ABD’de Avarup ülkelerinde çok daha fazla büyüdü ve düşük ücretli işçilerin payı yerinde saydı.
New York Times yorum yazarı Bruce Bartlett, 13 Mart tarihli yazısında Meltzer’in argümanındaki bir diğer çıkarımın zenginlere yüksek veriler getirmenin devlet gelirlerini artırmakta kullanılabileceği olduğuna değinmiş. “Eğer zenginler düşük verili ülkelerde de yüksek vergili ülkelerde de daha da zenginleşecekse, o
Ilımlı Cumhuriyetçi tarihe karışıyor
Mark Thoma geçenlerde Kevin Hassler’i Cumhuriyetçilere çalışırken yakalamış. Thoma, Economist’s View (Ekonomistin Görüşü) adlı blog’unda, Amerikan Girişim Enstitüsü ekonomistlerinden Hassett’in bir makalesinden şu alıntıyı yapmış: “Devlet teşvikleri yavaşlarken
Thoma, buna bir Şubat 2001 tarihli bir meclis oturumundan bir mübadele ile karşı çıkıyor. Hasset orada demiş ki: “Bunu inceleyen ekonomistler, resesyonlarda uygulanan mali politikanın makul düzeyde etkili olduğunu görünce gayet şaşırdılar. Atılan ilk yumruk çok hafifti ve genelde resesyona iyice girinceye dek büyük önlemler almadık. Yani,
Hiç şaşırmadım. Ama Thoma’nın yakaladığı bu durum beni düşündürdü: makul ve ılımlı muhafazakar entelektüelle, Cumhuriyetçi Parti’de artık kendilerine yer olmadığını ne
Çünkü böyle insanlar var; en azından böyle bir sıfat taşıyan insanların var olması mümkün. İşsiz insanların aslında sadece tembel olduklarına inanmadan da refah devletinin gereğinden fazla büyük olduğunu düşünmek mümkün. Karanlık çağlardan kalma makroekonomi uygulamalarına gitmeden de mali politikanın bir hata olduğunu düşünebilirsin. Ben tabii ki bu görüşlere katılmıyorum ama makul bir insanın bu görüşlerde olmasını anlayabilirim. Ama günümüzün Cumhuriyetçi Partisi’nde bunlar ön planda olmak şöyle dursun, marjinal düzeyde kabul gören fikirler dahi değiller. Bugünün partisi,
Peki, makul muhafazakarlar gemiyi ne
Tabii şu da var, makul olduklarını düşündüğümüz insanlardan bazıları aslında öyle olmayabilirler. Bazı güya liberteryan blog’cuların süngüleri düştü, o berbat Virginia soruşturma kanununu ve Rush Limbaugh’un
Bence kinik hırslar ön planda. Gelecekte edinilebilecek makam ve mevki şanslarını tehlikeye atmakta isteksizler çünkü bunun için mevcut partinin eski Cumhuriyetçi Parti olmadığını kabul etmeleri lazım.
———————————-
Paul KRUGMAN
DİĞER KÖŞE YAZILARI
- Gözler Ohio’nun üstünde – (Paul KRUGMAN)
- Mitt Romney’nin aritmetiği tutmuyor – (Paul KRUGMAN)
- Cumhuriyetçi Korkutma Taktikleri – (Paul KRUGMAN)
- Cumhuriyetçi Parti ekonomistlerinin Profesyonel yolsuzluğu – (Paul KRUGMAN)
- Euro neden uçamıyor? – (Paul KRUGMAN)
- Yunanistan’ın Euro Bölgesi`nden çıkışı acısız olmayacak – (Paul KRUGMAN)
- En kötüsünü beklemek – (Paul KRUGMAN)
- Ülke bir işletme değildir – (Paul KRUGMAN)
- İzlanda neden bir başarı öyküsü – (Paul KRUGMAN)
- Süren kriz için ekonomiyi değil siyaseti suçlayın – (Paul KRUGMAN)